GLİFOSAT
Glifosat (IUPAC-name : N-(phosphonomethyl) glycine) geniş spektrumlu sistemik herbisit ve ot kurutucudur.Organik bir fosfor bileşiğidir.Bitkiler tarafından üretilen 5-enolpyruvylshikimate enzimini engellemede rol oynayan özel bir fosfonattır.Yabancı otlarla mücadelede kullanılır,özellikle mahsül olacak ürüne zarar veren tek yıllık geniş yapraklı yabancı otlarda etkilidir.İlk kez herbisit olarak, Monsanto şirketi kimyacısı Jhon E. Franz tarafından 1970 yılında bulunmuştur.Monsanto şirketi 1974 yılında , roundup ismi ile bu etken maddeyi pazara sürmüştür.
Çiftçiler, özellikle Monsanto şirketinin glifosata dayanaklı mahsülleri tanıttıktan sonra , tarımsal yabancı ot kontrolü için glifosatı hızla benimsedi.Bu ilaç sayesinde, çiftçiler ürünlerine zarar vermeden yabancı otlarla mücadele etme imkan buldular.1980 yılından 2016 yılına kadar,glifosat bazlı herbisitlerin uygulama hacmi ve frekansı dünya genelinde 100 kat arttı gelecekte de artması beklenmektedir.
Glifosat, yapraklardan ve çok az miktarda köklerden emildikten sonra bitkinin büyüme noktalarına taşınır.Burada, trosin,trifotan ve penilalanin aminoasitlerini içeren bitki enzimini durdurur.Bu yüzden , sadece aktif olarak yetişen bitkide etkilidir.Ön Koruma olarak otlar çıkmadan önce yapılan uygulamalar için uygun değildir.Genetik mühendisliği ile glifosat'a toleranslı hale getirilen tohumlar sayesinde, yabancı otlarla mücadelede mahsüllerle birlikte kullanımı yaygınlaşmıştır.Yani, glifosat , mahsül tohumlarının genetiği değiştirildiği için onlara zarar vermezken , yabancı otları yok etmektedir.
Kaynak:Wikipedia
Glifosat, yapraklardan ve çok az miktarda köklerden emildikten sonra bitkinin büyüme noktalarına taşınır.Burada, trosin,trifotan ve penilalanin aminoasitlerini içeren bitki enzimini durdurur.Bu yüzden , sadece aktif olarak yetişen bitkide etkilidir.Ön Koruma olarak otlar çıkmadan önce yapılan uygulamalar için uygun değildir.Genetik mühendisliği ile glifosat'a toleranslı hale getirilen tohumlar sayesinde, yabancı otlarla mücadelede mahsüllerle birlikte kullanımı yaygınlaşmıştır.Yani, glifosat , mahsül tohumlarının genetiği değiştirildiği için onlara zarar vermezken , yabancı otları yok etmektedir.
Glifosat ve Roundup gibi formülasyonlar dünya çapında düzenleyici kurumlar tarafından onaylanmış olsa da, insanlar ve çevre üzerindeki etkileriyle ilgili endişeler devam etmekte ve küresel glifosat kullanımı arttıkça artmaktadır. Bazı düzenleyici ve bilimsel incelemeler, glifosatın herbisit olarak nispi toksisitesini değerlendirmiştir.2013 yılında Alman Federal Risk Değerlendirme toksikolojisi incelemesi, glifosat formülasyonlarına maruz kalma ile NHL (bir grup kan kanseri) dahil olmak üzere çeşitli kanser riskleri arasındaki korelasyonlarla ilgili olarak "mevcut verilerin çelişkili ve ikna edici olmaktan uzak olduğunu" buldu.2014 yılında Uluslararası Çevre Araştırmaları ve Halk Sağlığı Dergisi'nde yayınlanan bir meta-analiz, glifosat formülasyonlarına maruz kalan işçilerde NHL riskinin arttığını tespit etti.Mart 2015'te Dünya Sağlık Örgütü'ne bağlı uluslararası kanser araştırma ajansı,yapılan epidemolojik ve hayvanlar üzerindeki çalışmalar neticesinde, glifosatı "insanlar üzerinde muhtemelen kansorejen" olarak sınıflandırdı.Buna karşılık, Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi Kasım 2015'te "maddenin genotoksik (yani DNA'ya zarar verme) veya insanlar için kanserojen bir tehdit oluşturma olasılığı düşük" olduğu sonucuna vardı.Daha sonra kanserojen glifosat içeren formülasyonlar mevcut olsa da, "sadece aktif maddeye glifosata bakan çalışmalar bu etkiyi göstermez."şeklinde açıklama yaptı.Dünya Sağlık Örgütü ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Organizasyonu Pestisit kalıntıları üzerine yaptığı ortak komitede, 2016 yılında, glifosat formülasyonlarının kullanımının mutlaka bir sağlık riski teşkil etmediğini ve kronik toksisite için kabul edilebilir günlük maksimum alım limitleri (günde bir miligram / kg vücut ağırlığı) verdiğini belirten bir rapor yayınladı.Ardından,Avrupa Kimyasallar Ajansı (ECHA), glifosatı ciddi göz hasarına ve sucul yaşam için toksik olarak sınıflandırdı, ancak kanserojen, mutajen, üreme için toksik veya spesifik organlar için toksik olduğunu gösteren kanıt bulamadı.
Sonuç olarak, glifosat maddesinin kısa tarihini ele almış olduk.Açılan davalardan bahsetmeyeceğim.Sadece birkaç tanesinden bahsetmek gerekirse, davacının biri bahçesinde 25 yıldır roundup ilacı kullandığını ve bunun sonucu olarak lenf kanserine yakalandığını öne sürerek dava açmış, diğer bir tanesi kan kanseri olma sebebini bu ilaca bağlayarak kanser riskini ilaçta belirtmediğini bildirmiş ve bu yüzden dava açmıştır.Mahkeme davaların çoğuna davacıları haklı görmüştür ancak bayer şirketi de karara itiraz etmektedir. Görüldüğü gibi glifosat maddesinin kanser yaptığı ile ilgili olarak ortada bazı çelişkili araştırmalar ve açıklamalar mevcut.Bu duruma bakarak kesin kanser yapıyor ya da yapmıyor diyemeyebiliriz belki ama zararlı olduğunu kesinlikle diyebiliriz.O yüzden herbisitleri ve diğer ilaçları ne kadar az kullanırsak o kadar iyi.Bence bu kimyasalların yerine yeni yöntemler geliştirmek için özel veya devlet destekli ajanslar kurulmalı ve arge çalışmaları başlatılmalı.Sonuçta tarım , insanlık varoldukça olacaktır.Gayemiz, sadece günü kurtarmak olursa eğer, yarınlarımıza hiçbirşey bırakamayız.
Sonuç olarak, glifosat maddesinin kısa tarihini ele almış olduk.Açılan davalardan bahsetmeyeceğim.Sadece birkaç tanesinden bahsetmek gerekirse, davacının biri bahçesinde 25 yıldır roundup ilacı kullandığını ve bunun sonucu olarak lenf kanserine yakalandığını öne sürerek dava açmış, diğer bir tanesi kan kanseri olma sebebini bu ilaca bağlayarak kanser riskini ilaçta belirtmediğini bildirmiş ve bu yüzden dava açmıştır.Mahkeme davaların çoğuna davacıları haklı görmüştür ancak bayer şirketi de karara itiraz etmektedir. Görüldüğü gibi glifosat maddesinin kanser yaptığı ile ilgili olarak ortada bazı çelişkili araştırmalar ve açıklamalar mevcut.Bu duruma bakarak kesin kanser yapıyor ya da yapmıyor diyemeyebiliriz belki ama zararlı olduğunu kesinlikle diyebiliriz.O yüzden herbisitleri ve diğer ilaçları ne kadar az kullanırsak o kadar iyi.Bence bu kimyasalların yerine yeni yöntemler geliştirmek için özel veya devlet destekli ajanslar kurulmalı ve arge çalışmaları başlatılmalı.Sonuçta tarım , insanlık varoldukça olacaktır.Gayemiz, sadece günü kurtarmak olursa eğer, yarınlarımıza hiçbirşey bırakamayız.
Yorumlar
Yorum Gönder