Çok uzundur yürüyordu.Güneş doğmak üzereydi.Sineklerin tüm vızıltıları kulaklarının içinde ötüyordu, ıslak burnuna konan sinekleri dili ile kovalıyordu.Şu sinekler de olmasa belki daha kolay olacaktı.Güneş asfalt boyunca arkasında yavaş yavaş yükselirken, yerdeki parçalanmış ve kıvrılmış gazete kağıdına takıldı gözleri, sabah kahvaltısı olabilir miydi?Belki bir ekmek kırığı içerisindeki, ne bileyim belki bir balık kılçığı ya da bayatlamış bir pizza, burnuna çok güvenirdi ve içinde birşey olmadığını gazete kağıdını açmadan anladı.Yoluna devam etti.Ne de çok acıkmıştı.Neredeyse 2 gündür doğru düzgün bir şey yemiyordu. Gün iyice yükselmişti,işte başlıyordu.Bu bitmeyen döngü yine başlıyordu.Kaç arkadaşı gitmişti bu döngüde, kaç değer verdiği kaybolup gitmişti.Arabalar yanından hızlı hızlı geçmeye başladı.Bu arabaları daha önce görmese idi bunun bir canavar olduğuna, hem de kana susamış bir canavar olduğuna yemin edebilirdi.Her gün bu canavarı geçmek ve karnını doyurmak dahası yuv...